20 Şubat 2011 Pazar
Küçük Arı - Chris Cleave
Merhabalar,
Bugün sizlere uzun zamandır bahsetmek istediğim bir kitaptan söz edeceğim. Küçük Arı’yı ilk eski birim şefimin eline gördüm. Yazın gittiğim bir kursta da katılımcılardan biri bu kitabı okuyordu. Yine kapak kurbanı olabilecekken(gerçekten bu kapak hiç ilgi çekici değil), bu iki kişiden dolayı dikkatimi çekti ve okudum. Okudum ama zor okudum. Beni vatandaşlık, aidiyet duygusu, yaşam mücadelesi gibi konularda çok düşündürdü. Hızlıca okunan bir roman, itiraflarla, yaşam mücadelesi verenlerin hin düşüncelerle dolu. Kahramanlara kızabilirsiniz. Onu yapmasaydın, şöyle düşünmeseydin, böyle davranmasaydın diye. Normal hayatımızı yaşarken de çevremize ve kendimize karşıda aynı soruları soruyor muyuz? Ya da sorduğumuzda, bir süre sonra salt gerçekler mi söylenmeye başlıyor? Başkalarını bırakın kendimizce her davranışımız bir mantığa ya da sistematik bir düşünceye mi bağlı? Değil dimi? Bence de değil? Neden böyle? Kendi davranışlarımız bize ait değilse kime ait? Bu kendi hayatının ipini tutmakla alakalı. Ve iyi ya da kötü niyetli olsun kişinin sistematik bir düşünceye sahip olmasıyla. Yoksa ordan oraya hayatın her rüzgarında savrulunur durulur. Kitapta Küçük Arı’nın öyküsü var: kendi özgürlük savaşı. Ve ona yardımcı olan Sarah’ın, diğer kahramanlarında özgürlük savaşı var. Küçük Arı’nın hayatta kalma mücadelesinden sonra herkesin kendi savaşı (gayesi) sığ kalıyor. Ona yardım edenler, ya da yardım etmeye çalışanlar kendilerini faydalı gayeden dolayı daha iyi hissediyorlar.
Şu anda bu roman hakkında sizlere bir şeyler çaktırmadan yorum yapmak benim için çok güç, zorlanıyorum. Okumadıysanız tavsiye ederim. Yazım dili oldukça akıcı ve esprili.
“Eğer yüzün hayatn ağır tokadıyla şiştiyse, gülümse ve şişman bir adammışsın gibi davran.” Nijerya Atasözü
Nijeryalıların halk olara düşünce sistematiğiyle ilgili çarpıcı bir özet.
Bir söz daha : “Köpek köpek olmalı, kurt da kurt” .
Yarın görüşürüz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız İçin Teşekkürler