6 Haziran 2010 Pazar
Çadırımın Üstüne Şip Dedi Damladı
Merhabalar,
Bu akşam yazlıktan döndük ve süper bir hafta sonu geçirdik. Herşey süperdi, en son yaptığım irmik tatlısı hariç. Hemen Müge ablaya atıfta bulunuyorum, karamelli irmik tatlısı berbat oluyormuş. Bir kere benim yaptığım karamel sıvı olmadı. Gayet şeffaf, kahverengi-sarımsı cam gibi kaldı tatlının üstünde. Kesilmiyor, kırılıyor. Sanırım ben karamel yapmayı başaramadım. Hazır poşette falan satılırsa kullanalım ama tencerede, şekeri çevire çevire yaptığım şey ancak içine çubuk koyup horoz şeker olabilirdi :)
Cuma akşamı annemler beni işten aldılar, hep beraber yazlığa gittik. İş yerinde en son saksıdan kiraz domates alıp, aşağıya, oğluma götürdüm. Yazlığa varıncaya kadar deniz sayıkladı. Varır varmaz denize girdik. Annem, ben ve Çınar. Bir aile ancak bu kadar suya düşkün olur. Oğlum delirdi, denizde şıp şıp oynadık, hep beraber sokak lambaları yanıncaya, güneş iyice batıncaya kadar yüzdük. Eve geldiğimizde ben sıcak birşeyler içtim ve öksürük başladı :) Bütün suç o sıcak mercanköşkmüdür nedir onda; neidüğü belirsiz otta çöpte. Cumartesi doğal olarak ben yattım, diğer aile halkı denizdeydi. Ananem ve dedemde katıldı annemlere. Denizden geldiklerinde annem Çınar'a bahçedeki süpürgelerden apaçi çadırı yaptı. Oğlum sevinçten çıldırdı. Denizi falan unuttu. O çadır sayesinde iyileşme sürecimiz başladı :) İçinde yatıyor, başka taraflarından kafayı çıkarıp toprağı inceliyor, böceklere bakıyor vb. vb. Bir ara ben , bir ara dedesi misafirliğe gittik çadırına. Bize şekerlerinden ikram etti kuzum. İlk defa oğluma misafir gittim.... Çocuğum büyümüşte kendine ait alanları olmuş...
Bugün dönüş yolunda "Çadırımın üstüne şip dedi damladı" diye şarkı söyledik. Çınar bağırıyor "Benim çadırıma şıp diye üzüm düştü annee" diye. Çadırının üzerindeki asmadan şip diye üzüm taneleri düşermiş :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız İçin Teşekkürler