10 Kasım 2010 Çarşamba
29 YAŞINDAYIM
Bu başlık babam için :) Üç yıldır bana otuzuna geldin artık diyen babam için net bir açıklama. Evet , bugün benim doğum günüm ve çok güzel bir gün geçirdim. Sabahtan neşeli başlayan gün, servisten Tülay Hanım’ın doğum günümü kutlamasıyla başladı. Daireye geldiğimde Figenciğimle devam ettik. Sonra işler yığıldı. Evraklara, analiz sonuçlarına gömüldüm. Sorunlu evrak organizasyonu, limana gidiş hazırlıkları derken bir türlü göreve çıkamadım. Sonra ne oldu peki? Şefle odasında konuşurken birisi elinde kocaman bir çiçekle geldi ve “Aslı Hanımı arıyorum?” dedi. Bende “Odası yan oda” dedim. Sonra fark ettim, “Buyrun benim” dedim. Yok hala aymamışım “A aaaa bana mı bunlar, kesin Deniz göndermiştir, ama o kırmızı güller neden göndersin? İlker mi göndermiş? A aaaaa… Eşim göndermiş.” Yüzüme Konya Ovası kadar bir gülümseme yayıldı. Allahım otuza bir kala, son yirmili yaşımda güzel bir başlangıç oldu. Kendimi 29 değil, 19 hissettim. Çiçeği masama bıraktım, Üzerindeki balona, peluş ayıcığa baktım (onu saklayacağım), evrak çantamı alıp limana doğru yollandım. Merdivenlerde çiçekçiyle karşılaştık. “Aslı Hanım, bende sizi arıyordum, bunları unutmuşum” dedi. Daha neler. Daha ne var? Elindeki paketi uzattı, aldım, yine merdivenleri tırmandım. Çok güzel bir çikolata kutusu, pembe. İçini açtım bir sürü fuşya kağıda sarılı sütlü (benim ev sevdiğim) çikoleta. Figen’e ikram ettim, kendimede aldım ve yeniden limana yöneldim. Limana gittiğimde, yine Çınar’ın burayı nasıl seveceğini hayal ettim. Beraber gelsek, rengarenk konteynırların, tırların, ambulans gibi öten dev mıknatısların, örümceklerin arasında oynasak ne sevinirdi. Egepark’a gidip gelirken arabaların markalarına bakıp ne olduğunu söylüyor. Volkswagen leri en çok seviyor. Sonra Toyota ve diğerleri. Limandaysa bol bol Scania , Daf, Volvo var. Koca koca Mercedes kamyonlarını görse yine “Döndönlere benziyor anne. Rüzgar gülü gibi değil mi?” diye gözlerini aça aça sorardı. Pazartesiden beri işlerimiz çok yoğun, öğlen arasıda limanda kalarak işlerimi hallettim ve saat bire doğru daireye döndüm. Diğer oda arkadaşlarımda benim gibi geldiler. Ozan’ın fikri üzerine pide söyledik, bahçede piknik yaptık. O, İstanbul’da olduğu için pikniğimize katılmamıştı. Hava 10 Kasım’da hala İzmir’de süper. Zeytin ağaçlarının altında öğlen yemeğimizi yedik, Ozan’ın İstanbul maceralarını dinledik. Öğleden sonra iş arkadaşlarımla doğum günümü kutladık. Özetle güzel bir gündü. Doğum günler, yılbaşılar bizar hesaplaşma günü oluyor. Neydim, noldum? Bu yıl neler yaptım bilançosu çıkıyor. Geçen yıl doğum günümde eşim askerdeydi. Bana şu anda kullandığım cep telefonunu hediye etmişti. Sinirden, dumanım tepemde tütmüştü. Simsiyah, zifiri karanlık bir telefon. Bir kılıfı var, araba lastiği gibi. 6 yıllık evlilikten sonra uyandırdığım izlenim bu demekki diye çok üzülmüştüm: zifiri karanlık. Yok fotograf makinesi varmışmış, yok özellikliymiş tırı vırı… O zamanlar blog yazmıyorum, bir şey yapmıyorum çok boş gelmişti o özellikler. Oysa şimdi o makineyle çekiyorum bütün resimleri. Blog yazmamdaki en büyük yardımcım o. Hem aylık aile albümleri oluşturuyorum, videolar hazırlıyorum. Bilgisayarımı da geliştirdi. Galiba ben statikocuyum. Yeniliklere karşı içimde bir direnç var. Bozulan fırınımı biliyorsunuz. Figen’le fırın baktık durduk. Benim beğendiklerime şaşırdı. Çünkü ben eski fırınımla aynı özelliklere sahip, eski teknoloji fırın almak istedim. Eşimse geçen hafta ilk süprizini yapıp beni aradı ve bana fırın aldığını söyledi. Önce başıma sol arkadan anında bir ağrı girdi “Neden benim fırınımı o alıyor? Arabayı o alsın, muslukları o tamir ettirsin, fırını ben alayım.” Dedim. Figen kahkahalarla güldü.” Teşekkür et, otur. Çocuk teknolojik almıştır. Diye ekledi. Hakkaten öyle olmuş, Figen’in beğendiği fırını İlker bana almış. Cuma akşamı takacaklar. Ne dersiniz, multifoksiyonlu 2010 model, son teknoloji fırınıma ne kadar zamanda adapte olurum? Güzeldir değil mi? Önce ne yapsam? Hemen keklerle mi başlasam, yoksa kremalı tavuk gibi geç pişenlerle mi denesem? Bu gidişle önce bayram tatlısı yapacağım. Arkadaşlarla, sevdiklerimle uyum ve neşe içinde geçen şu günlerde İlkerinki kadar olmasada güzel bir başlangıç olur. Tatlı yiyelim tatlı konuşalım, bayramlaşalım. Evet, haftaya slogan bu. Yarın görüşürüz.
aslı hanım ne güzel bir gün olmuş sizin için
YanıtlaSilDilerim yeni yaşınız size hayattan beklediğiniz tüm güzellikleri beraberinde getirsin .
Mutlu yıllar sağlıklı bir şekilde nice yıllar
Teşekkür ederim :) Hep beraber nica yıllara
YanıtlaSil