4 Aralık 2012 Salı

SENİ SEVİYORUM DENEMELERİ

Merhabalar,

Bu aralar mevsim değişikliği, havasal durumlar, iş yerinde hamile sayısının artışı, annesine-babasına bakan iş arkadaşları vb. vb. şeyler üst üste birikti. Hem kafamda hem kalbimde biriken bu doneler içimde bir türlü düzenlenemiyor.

Yeni bebek beklemek, ya da hasta ebeveynlere bakmak normal şeyler değil mi? Hayatın akışı içinde sıradan olaylar… Herkes yapamıyor yinede. Bunlar biraz yaşamın diyetini ödemek, biraz da seni seviyorum deme yolu.

Hayattaki seçimler üzerine düşünüyorum. Ebeveynlere bakmak mesela… Bakmayı da bakmamayı da seçebilirsiniz. Bakmamayı seçen çok insan var. Bakanlarda iyi niyetli bakanlar, bir çıkar için bakanlar diye ikiye ayrılıyor. Çocuk yapmayı isteyenler, kendileri için isteyenler, aile için isteyenler diye bölünüyor.

Etrafımda kişisel hırslarına kapılıp, kendini dünyanın merkezine koyan insanlar görmeye başladım. Beni tedirgin ediyorlar.

Bütün bunlar etrafımdayken, aklıma babam geldi.

Babam banka müfettişiydi. Kendimi bildim bileli kalın hukuk ve iktisat kitapları okur. Okumakla kalmaz uygular. Hayatta bize önerdiği şeylerden biride, bilmek değil, uygulamanın önemli olduğudur. Etrafımda – ailemde sevdiğim pek çok insan var. Yaşım itibariyle, küçük çocuğum ve ananem olduğu için hayatın ara kuşağında yer alıyorum. Yani sevdiğim hem küçüklerim hem büyüklerim var. Sevmenin nasıl bir şey olduğunu biliyorum, peki nasıl uygularım? Sevgi nasıl uygulanır?

Kafamda bu soruyla dolaşırken, yapış yapış sevme görüntüleri geldi, genelde Çınar’ı sevmeden önce dişlerim kamaşır, Çınar bana bakar ve gardını alır. “Anne çok sıkmadan sev beni” der. Ne fenayım değil mi? Televizyonmda izlediğim bir psikolog, iki çocuğunu sevmeye geldiği zaman çocuklarının “ anne bizi sevmeye geliyor!?!” diye kaçıştıklarını söylediğinde çok gülmüştüm. Nereden nereye…. Büyük konuşmamak gerekmiş, aynısı ben oldum. Oynaşmak sevginin fiziksel bir uygulaması olabilir, Ancak yeterli gelmiyor bana.

Sevginin uygulaması, saygıyla, düşünceyle, organizasyonla olmalı. Çocuğumu çok sevip, sigara içemem. Ya da annemi, babamı sevip, temel yaşam şartlarının altında bırakamam onları. Sevmenin eylem halini arıyorum. Arabesk değil aradığım. Kesmeli, zarar vermeli değil de, sevmenin uygulama halini arıyorum ne zamandır. Neler olabilir diye düşünürken babamın yaşamıyla buluştum yine.

Dediğim gibi babam banka müfettişiydi. Benim ilkokula başlayacağım yıl on yıllık müfettişlik kariyerini bırakıp, banka müdürü oldu. Daha düşük maaş, daha alt bir iş seçti. Sebebi biz kızlarının büyüdüğünü görmek, ailenin yanında olmak içindi. Biz bunu o zaman anlamadık. Babamız “artık sürekli yanımızda olacaktı ” bildiğimiz tek şey buydu. Şimdi bunun “sizi seviyorum” demenin en güzel yolu olduğunu düşünüyorum. “O yıllarda babam ne düşündü acaba?” derken, içinde bir mahkeme kurduğunu düşledim. Önceliklerini, hırslarını teraziye oturttuğunu düşünüyorum. Yıllarca okuyup, uğraşıp müfettiş olduktan sonra kariyerinin doruğunda bırakıp, ailesini seçmesi zor bir karar olsa gerek. İnsanın kendisiyle mücadelesi. Bizim hiç birşeyden haberimiz yoktu. Babam müfettişti ve öyle kalabilirdi. Hemde daha fazla maaş, daha fazla kıdemle kimse bir şey demezdi. Küçük kızlar olarak ihtiyacımız para değildi. Bize önce para saymayı, sonrada faiz problemlerini çözmeyi öğreten bir babaydı :)

İlerleyen zamanda “öğrenin bunları, salak kocalarınız olursa, biri evi idare etsin. Boğulmayın.” dedi. Gerçekten ilk okulda tüm sınıfın kantin hesabını ben yapıyordum. Kimse para hesabı bilmiyordu.

Geçen günde başka bir baba örneği daha gördüm. Oğlunun İzmir’deki eğitimi için başmüdürlüğü reddeden, tek oğlunun yanında daha az maaş ve daha düşük mevkide çalışmayı tercih eden bir babayı duydum. Onu herhalde en iyi babam anlar. Tanıştırsak mı?

Şimdi bu örneklerin üzerine ekleyebileceğiniz eminim bir sürü anne-baba örneği vardır.

Ben ve eşim 30 lu yaşlardayız. Hayatımızın en verimli çağını nasıl geçireceğimiz önemli. Verimi ne yönde kullanmalıyız? Yaşamımızla ilgili birçok karar alıyoruz, aldığımız kararlar geleceğimizi şekillendiriyor. Kararlar alırken çok yönlü düşünmek gerekiyor. Kendimiz için mi, ailemiz için mi, kime-neye hizmet edecek kararlar aldığımız önemli. Böylece gelecekte daha az pişmanlık duyarız. Ya da ne yaptığını bilen,kararını bilerek seçmiş insanlar oluruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız İçin Teşekkürler