27 Temmuz 2011 Çarşamba

Ahşap Boyama

Merhabalar,
Geçen hafta eczaneden birşeyler alırken bu tepsi-sehpa ilgimi çekti. Nasıl bir teknik olduğunu anlayamadım. Çok güzel görünüyor.



İnşallah bende ileride böyle güzel birşeyler yapabilirim. Çok özeniyorum.

Sabahattin Ali - Hıfzı Topuz



Bu kış okuduğum kitaplardan biri Hıfzı Topuz'un "Başın Öne Eğilmesin". Sebahattin Ali'nin hayatını baz almış, tarihimizden parçalar içeren bir roman. Sürükleyici, entrika ve elem dolu okuduğum romanlardan sonra Hıfzı Topuz'un dili bana farklı geldi. İnsanıysa olaylar sarıyor.Sebahattin Ali'nin değişik bir hayatı olmuş. Ayrıntıları merak ediyorsanız tıklayın. Gerçekte kimin öldürdüğü ya da ardında kimin olduğu hala bilinmiyor.



Sözlerini yazdığı bazı şarkılar şunlar:

* Eskisi Gibi(1931)
* Aldırma Gönül Aldırma (1933)
* Benim Meskenim Dağlardır (1931)
* Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz
* Leylim Ley
* Çocuklar Gibi (1932)
* Melankoli (1932)

Süpper şarkılar değil mi? Altınoluk Belediyesi anmak için küçük bir yer yapmış. Eğer yolunuz, Akçay-Edremit-Altınoluk tarafına düşerse bir ziyaret edin derim. Tam anfi tiyatronun yanında. Yarın görüşürüz.

26 Temmuz 2011 Salı

Caillou'nun Şekerlemesi


Merhabalar,
Bu hafta sonu Çınar'ı Akçay'a bırakmaya gittik. Güzel bir hafta sonu geçirdik. Hemde değişik bir tecrübe yaşadık. Beraber izlediğimiz Caillou'nun bir bölümünde, babası ve dedesiyle beraber kampa gittiler. Yaktıkları kamp ateşinde sopaların ucuna marshmallow (marşmelov) takıp yiyorlardı. Çınarcıkta çok merak etti, ne zamandır istiyordu. Haftaiçi Çınar'la Migros'ta gezerken Haribo'nun ürünlerinden Marshmallow aldık. Hafta sonu sırf bunun için mangal yaktık ve şişte marşmelov yaptık. Sonuç mu? Tiksinç...



Allah'ım iyiki bu topraklarda doğmuşuz, doğru dürüst tatlılarımız, şekerlemelerimiz var. Küçücük yavrum Çınar bile "Anne midem bulandı, yutamayacağım." dedi. Mangal boşa gitmesin diye patlıcan közledik. Keşke filmimiz olsa, yayınlansa da Caillou ve ailesi doğru dürüst yiyeceklerle tanışsa. Neymiş? Herşeyi denemek gerekmiyormuş. Ya da her televizyonda izlenen şey güzel olacak diye birşey yokmuş.



Acaba yanlış ürün mü aldık diye düşünüyordum. Üzerindeki resimde, kamp ateşinde şekerleme yiyorlar. Anladım ki ürün doğru ama milliyet yanlış.

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Kırmızı Erik Suyu

Merhabalar,
Kırmızı erikten komposto yaptım. Rengi o kadar güzel oldu ki, paylaşmak istedim.



ERİK SUYU
Malzemeler:
- İstediğiniz kadar erik
- Üzerini örtecek kadar su
- Bir kase toz şeker



Erikleri güzelce yıkayıp, tencereye koyun. Üzerini örtecek kadar su ilave edip, tencere aralık olarak pişirin.



Bir-iki taşım kaynadıktan sonra altını söndürün, kapağı tam kapatıp, bu şekilde bekletin.



Görüntüsü ve lezzeti süpper. Eriğin kendine has aroması soğuk soğuk insanın çok hoşuna gidiyor. Afiyet olsun.

14 Temmuz 2011 Perşembe

Değişik Bir Tarif: Sorbe

Merhabalar,
Bu haftanın başında biraz hastalanır gibi oldum. Boğazım ağrıdı, sesim çatallaştı. Evde nasıl kendime baksam diye düşünürken, aklıma lavanta geldi. Kardeşim Deniz, çok hasta olduğum bir zaman son çare olarak, aktardan bana biraz lavanta almıştı ve çayını içmiştik. Oldukça iyi geldiğini hatırlıyorum. Servisten aktarın önünde indim ve bir liralık lavanta aldım. Evde çayını yaptığımda tüm ev mis gibi koktu. Keskin kokusu, mentol gibi, anason ya da adaçayının keskin kokusu gibi bana iyi geldi, boğazımı yumuşattı. Lavantanın bendeki etkisi ikide iki. Bu bitkiyi ustalar yemeklerinde ya da pasta- yemek süslemesinde kullanıyorlarmış. Peki evde ne yapabiliriz? Kek-börek gibi şeylere yakıştıramadım. Sabun ya da yumuşatıcı aromalı gıdalar olabilir. İşin ucunda bu gıdaları çok beğenip, yumuşatıcınında bir tadına bakmak isteyen çocuklar olabilir. En güzeli internetten şu ustalara, şeflerin tariflerine bakmak diye düşünürken Pınar Belendir'in www.ailem.com 'da ki yazısıyla karşılaştım. Çok güzel bir yazı. Okumanızı tavsiye ederim. Tarifindeki sorbeyi yaptım, süpper oldu.



LAVANTALI SORBE
Malzemeler:
1 bardak şeker
2 bardak su
1 çay kaşığı lavanta çiçeği (gıdaya uygun)
2 1/2 çorba kaşığı taze sıkılmış limon suyu
2 çorba kaşığı votka



Küçük bir tencerede şeker ve suyu şeker eriyinceye kadar ısıtın. Lavanta çiçeklerini ilave edin ve su kaynayıncaya kadar karıştırın. Kaynayınca ateşi kısın ve 5dk daha kaynamaya bırakın. Daha sonra ateşten alın ve üzerini kapatarak yaklaşık 10dk bekletin. Bu aşamada, ben içine bir çay kaşığı daha lavanta sepeledim. Çiçekleri ayırmak için şurubu süzün. Limon suyunu ve votkayı ilave edin, karıştırın. Bu aşamada rengi açılacaktır. Pınar Hanım, yumuşak bir sorbe için alkol önermiş. Bu sayede sorbe donmayacak, yumuşak kıvamlı kalacaktır. Ardından dondurucuya dayanıklı bir kaba alıp, arada karıştırarak dondurun. Bu sayede hissedilir buz kristalleri oluşmayacak, ince bir sorbe elde edeceksiniz.

Bu tarifle ilk defa kendi sorbemi yapmış oldum. Dr. Oetker'in bu yıl çıkardığı evde hazırlanabilir toz sorbeleri beğenmedim. Limonlusunu denediğimde çok sert geldi. Sıvı olarak tüketmekse saçma geldi, evde limonata yapabiliyorum ya da hazır olanını alırım diye düşündüm. Sorun katılık olunca: çözüm alkoldeymiş. Bu sayede yemesi daha kolay, pürüzsüz, lezzetli, soğuk bir tatlı elde edilmiş oluyor. Lavantanın kokusu çok yoğun değil. Ferah bir limon tadı ön planda oluyor. Arkadan lavantanın serinliği geliyor. Ön yargılarımı yıkıp, denedim, beğendim. İnşallah sizlerde beğenirsiniz. İnternette birçok sitede lavantanın faydaları anlatılıyor. Özellikle karaciğere iyi geliyor ve antiseptik etkisi var.

Yarın görüşürüz.

12 Temmuz 2011 Salı

Dondurmam Gaymak

Merhabalar,
Sıcakların pik yaptığı şu günlerde serin bir tarif vermek istiyorum. Çınarcık yaz geldi diye dondurma yiyen çocuklara özeniyor. Ona bir top dondurma alsamda yiyemiyor. "Anne bu çok soğuk. Yiyemiyorum anne, eritip dondurma suyu içebilirmiyim?" diye sorması çok tatlı. Dondurma diye satılan birçok ürünün etiketinde "sütlü buz" yazıyor. Yani su oranı süt oranından yüksek. Bazılarının içerisindeyse bitkisel yağ var. Bunlar zararlı şeyler değil. Tamamen yasal, tüketilebilir gıdalar. Ancak dondurma değiller. Piyasada güzel, gerçek dondurmalarda var. Hatta Algida'nın, diğer zincir dondurmacılarında etiketinde dondurma yazan ürünleri var. Ama ben coştum ve oğlumla dondurma yaptım. Gerçek ev dondurması. Bu tarifi hemen yayınlamak istemedim. 3-4 kez yaptık ve her seferinde benzer sonuç alınca yayınlamaya karar verdim.




DONDURMA
Malzemeler:
- 1,5 lt UHT süt
- 1 bardak şeker
- 4-5 tepeleme yemek kaşığı toz salep
- 4-5 tepeleme yemek kaşığı nesquik

Kullanacağınız tencereyi şöyle bir sudan geçirip (süt kaynarken dibi tutmasın diye) içine sütün tamamını boşaltın. Tencerede kaynadıktan sonra kısık ateşte 1 lt ye ininceye kadar, arada karıştırarak kaynatın. Benim ocağımda bu süre bir saat. Ölçtüğünüzde 1 lt ye indiğinde koyulaştırılmış sütünüz hazır olmuş demektir. içine bir kase şeker ve salep koyun. Toz malzeme eriyinceye kadar kaynayınca, dondurmanızın sade kısmı hazır demektir.



Bu karışımın yarısını bir kaba alın ve diğer yarısı ocakta kaynamaya devam etsin. İçerisine kakaolu olsun diye 4-5 yemek kaşığı dolusu nesquik ekleyin ve eritin. Nesquik yerine içilebilir kakao ya da çikolata da ekleyebilirsiniz. Bu toz ürünler içerdikleri katkı maddeleriyle sıcak sıvılarda kolayca eriyebilmektedirler. En önemli özellikleriyse topaklanmamalarıdır. Tencerede kalan kakaolu karışımı bir kaba dökün. Yukarıdan dökerek, havalandırarak soğutmaya çalışın. Eğer bir mikseriniz varsa çırpın. Dondurucuya koyduğunuzda da saat başı gibi karıştırarak dondurun. Bu sayede içerisinde buz kristalleri oluşmayacak, daha pürüzsüz bir dondurma olacaktır. Kakaolu olana donma esnasında damla çikolata ekleyebilirsiniz. İkinci ve üçüncü denememde öyle yaptım, güzel oldu.

Bu tarifi ilk denediğimde ilkokul yıllarıma gittim. Annem yıllar önce kardeşimle bana yapmıştı. Sadece bir kere yaptı. Denizi arayıp "Annemin yaptığı dondurmadan yaptım" deyince, "bende isterim" diye tutturdu. Etkisi üzerimde hala. Yapılışı esnasında en önemli nokta Salep markası. İlk yaptığım, Migros marka salepleydi. İçeriğinde tarçın da olduğundan güzel olmuştu. İkincisinde Kenton marka saleple yaptım. Ondaysa ekstradan sakız aroması var. Kenton marka olandan daha fazla ürün kullanmak gerekiyor. Hepsinin aroması farklı. Üzerine çilek sosuyla da süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun

8 Temmuz 2011 Cuma

Erik Suyu

Merhabalar,
Hafta içi İzmir’de, hafta sonları oğlumun yanına, Akçay’a gidiyorum. Haftanın 3 günü başka, 4 günü başka bir yerde yaşamak dengeleri alt üst ediyor. Yinede Cuma akşamı, Çınar’la kavuşmamızda ikimizinde yüz ifadesini görmelisiniz. Bu yıl havalar bizden yana. Sanırım ben tatile çıkıncaya kadar 40 dereceyi görmeyeceğiz.

Anlayacağınız işler görünürde yolunda. Ama benim düzenim aslında şaştı. Mesela Çınar yokken yapbozumun son 50 parçasını bitirir ve çerçeveletirim ,evde silikonlanacak yerlere el atarım, çekmece düzenlerim, denemediğim şeyleri denerim diye düşünüyordum. Planladığım şeylerin hiç birini yapamıyorum... Çınar yanımdayken daha düzenliydim. Damarlarımda, endorfinle karışık biyonik bir güç dolaşıyordu. Şu andaysa hiçbir şeye vaktim yetmiyor. Yaptıklarımı beğenmiyorum, bir haller oldu bana.
Çınar yanımdayken neler yaptığımı düşündüm. Düzenli olarak yaptığım şeyler: iş, yemek, ev düzenlemesi, gezinti planları, blog yazmak gibi şeyler. Şimdiyse düzenim bozuk ve düşünüyorum, “neden yapıyorum bunları ?” Bunlarsız da devam edebilirim hayatıma. Hatta dizi izleyebilirim, daha fazla uyuyabilirim. Ne bileyim boşa zaman geçirebilirim. Boşa zaman geçirmek istemiyorum ama… Neden böyle oluyor? Aslında sebebini biliyorum. Sebebi şu: kendimi boş bırakınca, zihnim boşalmıyor. Hiç bir şey düşünmemezlik etmiyorum. Dizi izlerken zihnimi bir şeyler dolduruyor. Dikkatlice izlediğimde kocasını aldatan bir kadına aslında hak verdiğimi, ya da yalan söyleyerek yaşayan bir kapıcı kızını onayladığımı yakalıyorum. Yahşi cazibe , espritüel bir dizi olsa da, iki kadına da ilgi duyan bir adamı neden onaylıyorum? Sanırım bunların içinde ara ara Çınar’la izlediğim “Düriyenin Güğümleri” yinede en iyisi. Düriye, her durumda en basit doğruyu seçer. Konuyu dağıttım. Söylemek istediğim şey şuydu: boş bıraktığınızda aslında aklınız boş durmuyor. Bilinçli yada bilinçsiz bir şeyler yinede insanı dolduruyor. Zihnimde olumsuz şeyleri kaldırıp atamıyorum. Kendimce bulduğum çözümse şu: bari iyi şeyler yapayım, faydalı işlerle meşgul olayım ki, kötü,karamsar, beni kirleteceğini düşündüğüm düşüncelere yer kalmasın. Eninde sonunda dolacaksa, zihnimin kontrolünü biraz olsun yönlendirebileyim.

Bilinçli olarak beni meşgul edecek, merak ettiğim şeyleri yapmaya çalışıyorum. Bazen ahşap boyama oluyor, bazende erik kompostosu :) Bu aralar erikle ilgili şeyler okuyorum. Biz küçükken annem her hafta 2-3 kg erikten erik suyu yapardı. Şimdi de tam mevsimi. Akçay’daki bahçede erik dalı, meyveleri taşıyamamış kırılmış. Birazını Çınarla eşim toplamışlar. Önlerinde t-shirt lerine doldurup mutfağa getirdiler. Bende onlara yıllar önce annemin bize yaptığı gibi erik suyu yaptım.

ERİK SUYU
Malzemeler:
- İstediğiniz kadar erik
- Üzerini örtecek kadar su
- Bir kase toz şeker



Erikleri güzelce yıkayıp, tencereye koyun. Üzerini örtecek kadar su ilave edip, tencere aralık olarak pişirin.





Bir-iki taşım kaynadıktan sonra altını söndürün, kapağı tam kapatıp, bu şekilde bekletin.



Kevgirden geçirerek, kabuk ve çekirdeklerden kurtulun.



Süzüntüye şeker ekleyip bir taşım kaynatın. İstediğiniz konsantrasyonda sulandırarak içebilirsiniz.

Bizim ailede çiğ eriği kimse yemez. Ailecek 100 yıl geçse, erik aramayız. Eriğin sadece reçelini ve bu şekilde suyunu seviyorum. Meyvede kendine has bir burukluk, tam kabuk altında eriğe özgü bir aroma oluyor. Kayısı, kiraz severim ama erik yiyemem. Normal eriği ne denli sevmezsem, pişirilmiş, işlemden geçmiş eriğide o derece severim. Kendine has aroması reçelde – marmeletta mis gibi kokar. Erik kompostosunda, suyunda enfes olur.

Bir gıdacı olarak anlamadığım şeyse, neden piyasada erik suyu satılmadığı. Kayısı, şeftali suyu varken, erik suyu da satılmalı. Hemde ülkemiz bu yönden bir cennet. Dimes ayva suyu çıkardı. Çok güzel içimi var, güzel bir ürün. Erik suyuyla ilgili teknolojik bir sorun mu var acaba? Herşeyi konsantresi, suyu varken eriğin yok. Reçellerde de erik reçeli görmedim. Denenmesi gereken bir şey.

Yarın görüşürüz. Sevgiler.