28 Haziran 2010 Pazartesi

Haftasonu

Merhabalar,
Bugün 28.06.2010, saat geceyarısına geliyor. Bu gece oğlumdan ayrı geçirdiğim ikinci gece. Aslında tek başıma kaldığım ikinci gece desek daha doğru olur. Babası Ankara'da, oğlumda babannesinde. İtiraf etmeme gerek var mı? Çoook özledim oğlumu :( Kokusu burnumda. Akşam gelir diye resimlerini gördüğünüz poaçalardan yaptım ama arkadaşlarını bırakıp gelmedi. Yarın akşam kesin ben gidiyorum. Özledim ben oğlumu. Çınar'ın yokluğunda puzzle mı bitireyim dedim. Son 20 parçada yorgunum diye bırakmıştım. Şimdi son 4 parçada. Çınarsızlıktan kafamı toplayamıyorum. Yaparken bazılarını yanlış yerlere koymuşum, şimdi 4 parçayı yerleştiremiyorum. Çok güzel bir tablo oldu. Çerçeve rengi konusunda önerilerinizi bekliyorum.

Hafta sonu İlker bize süpriz yaparak İzmir'e geldi. Gerçek anlamda bir süprizdi çünkü çok yüksek bir enerjiyle gelmişti. Ne yapsak diye konuşurken, vapura binelim, karşıya geçelim dedik. Çınar'da "tahta alalım elimize, balık tutarız" demez mi? (Yerim ben senin tahtanı - oltanı tatlım!!!) Hep beraber vapur iskelesine gittik ve vapura bindim. Göreceli kavramları çocuklara anlatmak oldukça güç. Çınar, sadece körfeze bakıp "gemi hareket etmiyor anne" dedi. Ona karayı gösterip nasıl ilerlediğimizi anlattık. Açıktaki konteynır gemilerine baktık. Anne ithalatçı, baba kaptan olunca çocuğuma gemiler, konteynırlar hakkında anlatacak bir sürü şey olabiliyor. Küçük filikaları görünce Çınar'da İggle Piggle'ı -Küçük kayığıyla hareket eden kahraman- hatırladı. Konak'a vardığımızda ne yapacağımızı, nereye gideceğimizi kestiremiyorduk. Öncelikle Kaymakamlığın bahçesine Çınar çiş yaptı (Biz kamu malına zarardan korka korka yaptırdık :) ) , sonra Kızlarağası Hanı'na gittik. Yol boyunca İlker, Çınar'ın oyuncakçılardan, seyyar satıcılardan birşeyler isteyeceğini, bize rahat vermeyeceğini düşündü ama benim oğlum bize takıldı, elimizi tuttu ve uyum içinde Han'a gittik. Kahvelerimizi söyledik, lokumları Çınar'a verdik, ailecek Jenga oynadık. Dönüşte vapurla döndük, Çınar yorulunca eve geldik. Pazar günüyse tatlı kuzum Koçtaş'a gitmek istedi. Yol üstünde Tay Park'a uğradık. Tek kelime ile "mükemmel" olmuş. Bir an önce atlara binmek için açılmasını istiyorum. Doğayla iç içe çok güzel bir park yapmışlar. Tayların yanında cüce keçiler, kuzular, paçalı tavuklar, tavşanlar vb. vardı. Çocuk oyun alanları, kafeteryası, genel düzenlemesi ince ince düşünülmüş. Uzun zamandan sonra ilk defa kendimi "tatilde" hissettim. Anladımki ben; artık o alış veriş merkezlerinden sıkılmışım. Zaten akşamları gitmiyorduk, gündüzleri sıcakta klimalı diye tercih ediyorduk. Sürekli amaçsızca vitrin bakmak, her eğlencenin kiralık olduğu ve süresi bitince yeni bozukluk aramanızın gerektiği şeylerden sıkıldım. Gerçek çocuklarla, gerçek ebeveynlerle, gerçek canlılarla görüşmek istiyorum. Atları severken tüm stresim, sıkıntım uçtu gitti. %20 indirimde, bir malın fiyatını 0.8 ile çarparak kasa fiyatıyla ilgili aritmetik yapmak yerine, atların gözlerinin ne kadar iri ve tek renk olduğunu düşünmek bana daha iyi geldi. Bir mühendis olarak tüm günümü matematikle geçirmesemde, cüce keçilerin kuzuları kovalaması, paçalı tavukların paçaları beni dinlendirdi. Hesapsız bir iletişimdi.

Çınar'ın mutluluğunu anlatmam gerekmez herhalde? Yarın inşallah poaçalarımı beğenir. Sıcak sıcak babannesiyle yerler diye düşünmüştüm. Artık yarına... Bu tarif benim en sevdiğim poaça tarifi. İster bir ölçü, isterseniz elim bulaşmışken diyip, iki ölçü yapabilirsiniz. Ben tarifi değiştirdim. Sizlere öncelikle orjinal tarifi vermek istiyorum. Bu çok eski bir arkadaşımın annesinin poaça tarifi.

AYCAN TEYZENİN POAÇASI
Malzemeler:
- 1 Yumurta (Beyazı hamura, sarısı üzerine)
- 100 gr oda ısısında, doğranmış margarin
- 2,5 bardak un
- 1 çay bardağı yoğurt
- Yaklaşık 1 su bardağı peynir rendesi
- 1 Paket kabartma tozu
- Tuz



Tüm malzemeyi bir kapta karıştırıp, yoğurun. elde ettiğiniz hamurdan parçalar koğarıp yovarlayın. Üzerine yumurta sarısı sürüp fırında yaklaşık 35-40 dk pişirin. Küçük fırınlarda bu ölçüyle bir tepsi oluyor. Tam boy fırınlarda 2 ölçü yapabilirsiniz. Ben bugün hamura peynir rendesi koymadım. Onun yerine kıyılmış dereotu koydum. Elime aldığım top hamurların için peynir koyup kapattım. değişiklik olsun diye bazılarına top, bazılarına klasik poaça şekli verdim. Çok pratik ve lezzetli bir tarif. Afiyet olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız İçin Teşekkürler