26 Aralık 2010 Pazar

Portakallı Kek

Merhabalar,
Bugün 26 Aralık 2010 Pazar.İki günlük hafta sonu tatilinde Çınarcıkla beraberdik. İyiki bu iki gün hafta sonuymuş. Herşey geçen hafta Çarşamba günü, oğlum vücudunda gördüğümüz bir sürü kızarıklıkla başladı. Egzamadır herhalde ama bir doktora gösterelim dedik. Beyaz çocuk, olur böyle dediler. Doktorda kızarıklıklardansa öksürüğünün üzerinde durdu. Üst solunum yollarından pek iyi değil dedi. Kızarıklıklar için bir krem verdi, birde soğukalgınlığı ilaçları. Bizde kullandık ama oğlum Cuma akşamı hepten kötü oldu. İki saate bir ateşlendi. Sürekli ateş düşürücüler kullandık. Evde fellik fellik fitil aradım, bulamadım. Cumartesi günü yine doktora gittiğimizde oğlumuz meğer anjin olmuş. İlk defa küçük oğlum kan verdi. Sonuçları bol yıldızlı çıktı. Kan verirken ağlamayan oğluma hemşireler hayran kaldı. Birde o küçük kaba çişini yapsa, süper olacaktı ama aklına yatmadı küçüğümün. O kadar hastaydı ki, koşturmaca, kovalamaca, öldürmece, kovboyculuk hiçbirini oynamadı. Öylece yattı. Beraber şirinlerin aynı bölümünü 5 kere, Caillou yu on kere izledik. İki gün boyunca şuruplar ve su dışında bir şey yemedi. Bizse yesin diye her şeyi denedik. Önce patates ve sigara böreği kızarttım. Sonra meyve soyduk, kuruyemiş, aburcubur, hazır süt,kestane… Hepsini denedik. Bugün Çınar kendini daha iyi hissediyor. Sabah manyetik tabancasıyla beni hipnotize etti, bende ona portakallı kek yaptım :) Bu manyetik tabancayla beni esir alıyor, her istediğini yaptırıyor. Ah oğlum ah :) Bu akşam vermeyi planladığımız balıklı menü iptal oldu. Oysa çok özenmiştim. Kabak turşusu, kırmızı soğan turşusu, cibes, karışık salata ve kabak tatlısı hazırdı. Ama oğlum çok hasta. Yemek işi anneme kaldı. Bu akşam onda ziyafet var. Biz Çınarcık iyi olursa gideceğiz. Tatlıyı ve turşuları gönderdim. Biz olmasakta izimiz sofrada olsun :)



PORTAKALLI KEK
Malzemeler:
- Bir portakal kabuğu rendesi
- Bir portakalın suyu
- 3 yumurta
- 1,25 bardak toz şeker
- 2,5 bardak un
- 1 su bardağı sıvıyağ
- 1 kabartma tozu
- 1 su bardağı süt
- Üzeri için fındık kırığı
- Üzeri için kuru üzüm

Potkakal kabuğu rendesi, yumurta ve şekeri çırpıcıyla karıştırın. Üzerine sıvıyağ, un ve kabartma tozunu ekleyin. Sonra süt ve portakal suyunu. Çok koyu kıvamlı bir kek olmayacak. Kek kalıbınızı ya da tepsiyi yağlayıp, hamuru dökün. Üzerine bir avuç kuru üzüm ve fındık kırığı sepeleyin. 170 derecede yarım saat pişirin. Güzel kokulu sarımsı turuncumsu bir kek oluyor.

Keki güzelce Çınar’ımla yaptık ama o yinede yemedi. Hastalığına dayanamıyorum. .. Çok öksürüyor. Biliyorum aslında güçlenecek, bu da yaşamın aşamalarından biri ama, onun inleyerek uyumasına, bir şeyler yememesine, ateşten dudaklarının çatlamasına tahammülüm yok. Belki bu ortak bir sınavdır. Yani onun olduğu kadar benimde. Bir tek benim mi çocuğum var dünyada? Bir tek benim çocuğum mu hasta? Ayrıca ne hastalıklar var, millet neler çekiyor? Ben bir anjinle yamuldum, moralim düştü. Allah böyle düşündüğüm için günah yazacak. Verdiği hastalığa isyan ettiğimi düşünecek. İsyanım aslında ona değil. Tecrübe etmem gerekeni yaşadığıma inanırım. Yaşamdan ya da hastalıklardan, kötülüklerden bodoslama korumak, çocuğa hayatı yaşatmamak demek değil mi? Hayat dualiteyle dolu. Sağlık kadar hastalıkta var. Vücudundaki mikroplarla, yüksek ateşle savaşırken, ilaç içme çabasına hayranım çocuğumun. Ama onun yanında olup bir portakal yedirememekte deli ediyor adamı. Tek başına dövüşmek istiyor o mikrop kümesiyle. Bir iç savaşı var. İsteseniz de müdahale edemiyorsunuz. “Uzak dur çocuğumdan, seni bir daha burada görmeyim!!!” diye kovulmuyor streptokoklar. Lütfen yazdıklarımı okuyup, pimpirikli anne olduğumu düşünmeyin. Çünkü değilim. Çocuğumda ilk defa hasta olmuyor. Ama merak ediyorum neden böyle düşündüğümü. İçimdeki annelik çok buruluyor bu duruma. Solgun evladımı görmeye dayanamıyorum. Babasıyla birlikte yatağının altında yanan bir ateş aramasına gülüp geçemiyorum. İçimdeki annelikte, doğal bir şey. Doğa onu içime yerleştirmiş ve evladına sahip çık diye kurmuş beni. Evet, azıcık isyandayım. Canım sıkkın benim. Sanırım bunda iş yerinde izinlerin kaldırılmasınında etkisi büyük. Şöyle 2-3 gün izin alıp gönlümce bakamayacağım çocuğuma. Artık en az yedi gün izin alıyoruz. Bense yılın son haftasında kaç gün iznim kaldı, kaldımı bilmiyorum. Yeni yıldan sonra 20 gün izin hakkım olacak. Ama o, yeni yıldan sonra. Yarının Pazartesi olması beni gerdi. Bakalım yarın nasıl bir gün olacak? İnşallah hayırlara vesiye olur.

7 yorum:

  1. Herşeyin hayırlısı olur inşallah..
    Çalışan anne olmak hiç kolay değil,Rabbim kolaylıklar versin..
    Kek nefis olmuş :) Sıcacık çayla çok güzel giderdi olsa :)
    Ellerine sağlık,şifa olsun..
    Mutlu haftalar diliyorum..

    YanıtlaSil
  2. Canım benim geçmiş olsun üzülme iyileşir.Çocuklar hep böyle büyüyor.Anne olmadan annenin kıymeti bilinmez diye boşuna söylenmiyor.Seni çok iyi anlıyorum.İnan bana bütün anneler senin gibi düşünüyor.Annelik böyle bir şey işte.Yüce Rabbim kimseye evlat acısı göstermesin.Sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Çok geçmiş olsun, en kısa zamanda iyileşir Allah'ın izniyle. Bol şifa dilerim.

    YanıtlaSil
  4. Yavruna cok cok gecmis olsun canim! Kek cok lezziz görünüyor,ellerine emegine gönlüne saglik.. Cinar`a afiyet,SIFA olsun InsAllah..kocaman öpüyorum onu.. sicacik sevgi ve selamlarimla..

    YanıtlaSil
  5. Geçmiş olsun Aslıcım, umarım en kısa sürede iyileşir. Acil şifalar diliyorum..

    YanıtlaSil
  6. Oğluşuna çook çokk geçmiş olsun önemli birşeyi yoktur umarım Allah acil şifalar versin
    Benimkilerde bayılır portakallı keke elinize sağlık
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  7. İlginize alakanıza teşekkürler arkadaşlar. Allah cümlemizin çocuğunu korusun, beklesin, saklasın.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız İçin Teşekkürler