30 Nisan 2010 Cuma
Açelyalar
Dün İkea'dan açelya aldık :) İzmir İkea'nın çiçek reyononuna Sibel diye çok tatlı biri gelmiş. Farkında olmadan 2 açelya ve saksı aldık. Hemde daha alacaklarımızı belirleyerek. Sibelcik güleç yüzü ve bitkiler hakkında verdiği bilgilerle bizi eğlendirdi. Onun sergisi için ayırdığı çiçekleri aldık. Kasada barkodlarının dahi olmadığını öğrendik. Kucak dolusu çiçeklerle İkea'dan ayrıldık. Ah şu erkekler neden çiçeğe verilen paraya acırlar anlamıyorum. Doğal bir antidepresan bence. Mis gibi bir koku, yanaklarda pembelik, yüzde tebessüm sağlıyor.
Daireye geldiğimizde bu güzel anı incirli kek ve kahveyle taçlandırdık :)
İtiraf etmek gerekirse kek oldukça sertti, hatta unu 3/4 yerine 4/3 konarak ekmekleştirilmişti. Diş problemimden dolayı kahveyle yumuşatarak ancak yiyebiliyorum. Her işte bir hayır vardır derler ya, gerçekten doğru. Bu sayede ertelediğim bahar diyetine kavuştum. Benim hatalı yaptığım kekimin, doğru olan tarifi Ege İhracatçılar Birliğinin tanıtım kitabından.
İNCİRLİ VE HURMALI KEK
Malzemeler:
- 1 Su bardağı küçük doğranmış kuru hurma
- 1 Su bardağı kesme incir
- 4 yemek kaşığı tereyağ(sıvıyağda olabilir)
- 1,5 tatlı kaşığı kabartma tozu
- 1 su bardağı kaynar su
- Yarım su bardağı toz şeker
- Yarım su bardağı iri ceviz
- 2 yumurta
- 3/4 su bardağı un
- 3/4 su bardağı tam buğday unu
- Azıcık tuz,
- Kabartma tozu
Büyük bir karıştırma kabına hurma, incir, yağ, kabartma tozunu koyun. Üzerine bir su bardağı kaynar suyu ekleyin. Hafifçe karıştırıp 15 dk. bekleyin. Üzerine şeker, ceviz ve yumurtayı ekleyip karıştırın. Başka bir kapta unları koyun, kabartma tozu ve tuzu ekleyin. Bu unlu karışımı sulu karışıma koyup homojen bir biçimde dağılıncaya kadar karıştırın. Kalıba boşaltın ve fırının orta rafına koyup 50-60 dk pişirin. Keki fırından çıkardıktan sonra 15 dk. dinşendirin ve kalıptan çıkartın.
28 Nisan 2010 Çarşamba
Masa Örtüleri
Merhabalar,
Bugün 28.04.2010 ve aşırı yoğun bir gün. Genelde sabahları yazmayı seviyorum ama artık sabahları o kadar çok işim oluyor ki anca bu saatte yazabiliyorum. Bugün Torbalıdaydım. Sizlere bugün dünkü izlenimlerimi anlatmak istiyorum. Dün Kemalpaşa'da işlerimi hallettikten sonra yemekhanede çay içerken bayanlar masa örtülerini değiştiriyorlardı. Koca koca masalara naylon örtüler kesip, kenarlarıda güzel görünsün diye yuvarlıyorlardı. Ben hiç beceremem. Benim örtülerim hep dikdörtgendir. Ama artık böyle olmayacak :) Mutfaktaki bayanlar örtünün kenarına leğen koymuşlar, onunla kesiyorlardı. Ne kadar pratik değil mi?
26 Nisan 2010 Pazartesi
Cevizli Kek
Merhabalar,
Dün itibariyle İzmirdeyim. İzmire dönüş çok güzel. Yol boyu baharı izledik. Oğlumla günlerin yorgunluğunu Afyon'dan sonra üç saat uyuyarak attık. Toyota'ların en sevdiğim yanı arka koltuğun geniş olması. Güzel bir tatil ve kuzenimin Cumartesi günkü düğününden sonra İzmirdeyiz. Aslında bu hafta hep bir düğün telaşesinde geçti. Afyon'da termalde de gelin hamamı yaptılar. Üç gelini ve Afyon adetlerini izledik. Kına yaktılar, maşrafaların tersini dümbelek yapıp ritim tuttuk, göbek attık :)
Aslında bu Afyon gezisi bana ilginç geldi. Çünkü 16- 17 yaşında kızlar evleniyor ve mutlu gözüküyorlardı. 20 yaşında 2 çocuklu anneler keyifliydi. Galiba bir yerlerde yanlışlık yapan benim. Ya da beklentilerim, hayatı tanımlayışım biraz farklıymış.
Kuzenimin düğünüyse çok güzeldi. Ankara'da beş yıldızlı bir otelde yemek yerken dişimi kırmayı başardım. Haftaya basit bir diş operasyonu geçireceğim. Ankara'da düğün gözlemleri: tüm kızlar güzel giyinmişti ama duruş yoktu. Bunu İzmirliler daha iyi anlar. Bu yıl moda diye çizme ve etek giyen çok kişi gördüm Ankara'da. Ama laplap yürüyünce estetik mestetik kalmıyor.
Bu günün tarifi: Cevizli İncirli Kek
Cevizli İncirli Kek
Cevizli İncirli Kek Tarifi İçin Malzemeler:
• 8 adet incir (kesme incirde kullanabilirsiniz)
• 2 yumurta
• 1 su bardağı toz şeker
• Yarım su bardağı sıvıyağ
• 1,5 çay bardağı iri çekilmiş ceviz
• 1 paket kabartma tozu
• 1 paket vanilya
• 1 çay kaşığı tarçın
• 2 su bardağı un
Hazırlanışı:
Şeker ve yumurtayı bir kabın içerisine koyarak çırpın. Yağı, vanilyayı, tarçını, cevizi, inciri ekleyip karıştırın. Son olarak elemiş olduğunuz unu ve kabartma tozunu da ilave edip karıştırarak yağlamış olduğunuz kek kalıbına döküp önceden 170 derece ısıttığınız fırında pişirin.
Afiyet Olsun…
Dün itibariyle İzmirdeyim. İzmire dönüş çok güzel. Yol boyu baharı izledik. Oğlumla günlerin yorgunluğunu Afyon'dan sonra üç saat uyuyarak attık. Toyota'ların en sevdiğim yanı arka koltuğun geniş olması. Güzel bir tatil ve kuzenimin Cumartesi günkü düğününden sonra İzmirdeyiz. Aslında bu hafta hep bir düğün telaşesinde geçti. Afyon'da termalde de gelin hamamı yaptılar. Üç gelini ve Afyon adetlerini izledik. Kına yaktılar, maşrafaların tersini dümbelek yapıp ritim tuttuk, göbek attık :)
Aslında bu Afyon gezisi bana ilginç geldi. Çünkü 16- 17 yaşında kızlar evleniyor ve mutlu gözüküyorlardı. 20 yaşında 2 çocuklu anneler keyifliydi. Galiba bir yerlerde yanlışlık yapan benim. Ya da beklentilerim, hayatı tanımlayışım biraz farklıymış.
Kuzenimin düğünüyse çok güzeldi. Ankara'da beş yıldızlı bir otelde yemek yerken dişimi kırmayı başardım. Haftaya basit bir diş operasyonu geçireceğim. Ankara'da düğün gözlemleri: tüm kızlar güzel giyinmişti ama duruş yoktu. Bunu İzmirliler daha iyi anlar. Bu yıl moda diye çizme ve etek giyen çok kişi gördüm Ankara'da. Ama laplap yürüyünce estetik mestetik kalmıyor.
Bu günün tarifi: Cevizli İncirli Kek
Cevizli İncirli Kek
Cevizli İncirli Kek Tarifi İçin Malzemeler:
• 8 adet incir (kesme incirde kullanabilirsiniz)
• 2 yumurta
• 1 su bardağı toz şeker
• Yarım su bardağı sıvıyağ
• 1,5 çay bardağı iri çekilmiş ceviz
• 1 paket kabartma tozu
• 1 paket vanilya
• 1 çay kaşığı tarçın
• 2 su bardağı un
Hazırlanışı:
Şeker ve yumurtayı bir kabın içerisine koyarak çırpın. Yağı, vanilyayı, tarçını, cevizi, inciri ekleyip karıştırın. Son olarak elemiş olduğunuz unu ve kabartma tozunu da ilave edip karıştırarak yağlamış olduğunuz kek kalıbına döküp önceden 170 derece ısıttığınız fırında pişirin.
Afiyet Olsun…
21 Nisan 2010 Çarşamba
Afyon'dan sonra Ankara
Merhabalar,
Yıllık izinde olduğum için bu hafta düzenli yazamadım. Başlıktanda anlaşılacağı üzere Piknikten sonra Afyon'a gittim. Dün akşam itibariylede başkent Ankara'dayım. Başkent Ankara demezsem, Ankara'ya olan inancım iniyor. İzmir'den geldikten sonra Ankara bana köy geliyor. Hemde örfüyle anenesiyle, trafiği, alkolsüz marketi, tek düze giyimiyle herşeyiyle köy geliyor. Başkent Ankara demezsem, hiçbirşey diyemiyorum. Ünvan sayesinde benden saygı kazanıyor. Bu tatil benim için tam köy tatili oldu. Afyon'da Heybeli Kaplıcalarında 4 gün kaldık. Lüks bir villa kiralamıştık, ancak ananem bizden önce gitmiş ve villayı gezmiş. Çocuk için uygun olmadığına karar vermiş ve başka bir villa kiralamış. Bir gittikki ne görelim? 1960 model bir ev. Eşyalarda öyle... yani antika değil, bildiğiniz eski eşya. Gardrobın suntası yırtık, kanepe şu eski çekyat çıkmadan önce kullanılan teee babannemlerde fi zamanında olan birşey. Ama ananemin dediği gibi "düz ayak", "önü açık", "içindeki banyo ve havuz çocuk için uygun", " doğa ile içiçe" vb. vb. Bütün gün verandada oturup geçen trenleri izledik oğlumla. Bir çoban koyunlarını geçirdi önümüzden. 2 tane kediyle çok iyi anlaştı oğlum. Hiç böyle birşey görmemiştim. Kediler aileydi. Karı-kocaydılar. Onlara süt verdik. Yemeklerimizi paylaştık. Gece uyuyacağımız sırada pencereyi kapatırken bir kedi ciyaklaması duyduk. Meğer bayan kedi hamileymiş, bizim pencerenin önünde doğurmuş. Aman bir anne dayanışması yaptık, çocuklarımızda anlaştı :) Benim için değişik bir maceraydı. Sonra sakladılar yavrularını bizden. Anne ve baba kediyi gördük, arkadaşlık ettik hep. Çınarcıkta kedileri her gördüğünde "Kedi beni tanıdın mı? Ben Çınar" dedi durdu. Öğlen için yaptığımız kısır arttığında kedilere verdik, onlara kargalar eşlik etti. Çöpün kenarına baktım sadece soğanlar kalmış. birinin çöpü nasıl başkasına yemek olabiliyor... Ve bir varlığın mutluluğu nasıl başkasına mutluluk verebiliyor gördük.
Şimdiyse Ankara'dayız. Aile görüşmelerimiz devam ediyor. Dayılarla, amcalarla, halalarla olmak güzel. Çınarla bugün mısır patlattık. Bugünkü tarifim başka yerlerde pek bulunamaycak bir tarif: Patlamış Mısır :)
PATLAMIŞ MISIR
Malzemeler
- Azıcık çiçek yağı (çelik tencerenin yüzeyini kaplayacak kadar)
- 1 çay kaşığı tuz
- 2 Avuç cin mısırı
Üzeri için;
- 1 su bardağı kaşar peyniri rendesi
- Toz biber
Ben mısır patlatmayı 25 yaşında Ağrı'da görev yaparken Aysun'dan öğrendim. Tarifi geliştirdim :) Çelik tencerenin yüzeyini kaplayacak kadar sıvı yağ koyun(Eskiden sıvı margarin vardı. En güzel onunla oluyordu. ).Üzerine tuzu ilave edip ocakta ısıtın. Tuzun tamamı erimez ama yağda biraz eritin. Mısırları ilave edip kağıt havlu koparıp tencere ile kapağının arasına sıkıştırın(Benim ilavem işte bu kağıthavlu). Bu sayede uçan su buharı ve yağı kağıt havlu tutar, aşağı geri göndermez. Daha gevrek, yumuşamamış mısırlarınız olur. Sallaya sallaya ocakta pişirin. Ne kadar sallayarak patlatırsanız o kadar tuza bulanırlar. Süper mısırlarınız hazır :)
Biz Çınarla böyle tüketmeyi seviyoruz. Çayın yanına çok güzel oluyor. İsterseniz patlamış mısırları bir fırın tepsisine yayıp üzerine kaşar+toz biber karışımı dökebilirsiniz. Fırında kaşar eriyince güzel bir mısır cipsi oluyor. Biz Çınarla bu şekilde yiyemiyoruz. Çünkü oğlum peynir yemiyor. Değişik bir tarif ama. Kaşara patlamış mısırı sarmak güzel oluyor.
Afiyet olsun :)
Yıllık izinde olduğum için bu hafta düzenli yazamadım. Başlıktanda anlaşılacağı üzere Piknikten sonra Afyon'a gittim. Dün akşam itibariylede başkent Ankara'dayım. Başkent Ankara demezsem, Ankara'ya olan inancım iniyor. İzmir'den geldikten sonra Ankara bana köy geliyor. Hemde örfüyle anenesiyle, trafiği, alkolsüz marketi, tek düze giyimiyle herşeyiyle köy geliyor. Başkent Ankara demezsem, hiçbirşey diyemiyorum. Ünvan sayesinde benden saygı kazanıyor. Bu tatil benim için tam köy tatili oldu. Afyon'da Heybeli Kaplıcalarında 4 gün kaldık. Lüks bir villa kiralamıştık, ancak ananem bizden önce gitmiş ve villayı gezmiş. Çocuk için uygun olmadığına karar vermiş ve başka bir villa kiralamış. Bir gittikki ne görelim? 1960 model bir ev. Eşyalarda öyle... yani antika değil, bildiğiniz eski eşya. Gardrobın suntası yırtık, kanepe şu eski çekyat çıkmadan önce kullanılan teee babannemlerde fi zamanında olan birşey. Ama ananemin dediği gibi "düz ayak", "önü açık", "içindeki banyo ve havuz çocuk için uygun", " doğa ile içiçe" vb. vb. Bütün gün verandada oturup geçen trenleri izledik oğlumla. Bir çoban koyunlarını geçirdi önümüzden. 2 tane kediyle çok iyi anlaştı oğlum. Hiç böyle birşey görmemiştim. Kediler aileydi. Karı-kocaydılar. Onlara süt verdik. Yemeklerimizi paylaştık. Gece uyuyacağımız sırada pencereyi kapatırken bir kedi ciyaklaması duyduk. Meğer bayan kedi hamileymiş, bizim pencerenin önünde doğurmuş. Aman bir anne dayanışması yaptık, çocuklarımızda anlaştı :) Benim için değişik bir maceraydı. Sonra sakladılar yavrularını bizden. Anne ve baba kediyi gördük, arkadaşlık ettik hep. Çınarcıkta kedileri her gördüğünde "Kedi beni tanıdın mı? Ben Çınar" dedi durdu. Öğlen için yaptığımız kısır arttığında kedilere verdik, onlara kargalar eşlik etti. Çöpün kenarına baktım sadece soğanlar kalmış. birinin çöpü nasıl başkasına yemek olabiliyor... Ve bir varlığın mutluluğu nasıl başkasına mutluluk verebiliyor gördük.
Şimdiyse Ankara'dayız. Aile görüşmelerimiz devam ediyor. Dayılarla, amcalarla, halalarla olmak güzel. Çınarla bugün mısır patlattık. Bugünkü tarifim başka yerlerde pek bulunamaycak bir tarif: Patlamış Mısır :)
PATLAMIŞ MISIR
Malzemeler
- Azıcık çiçek yağı (çelik tencerenin yüzeyini kaplayacak kadar)
- 1 çay kaşığı tuz
- 2 Avuç cin mısırı
Üzeri için;
- 1 su bardağı kaşar peyniri rendesi
- Toz biber
Ben mısır patlatmayı 25 yaşında Ağrı'da görev yaparken Aysun'dan öğrendim. Tarifi geliştirdim :) Çelik tencerenin yüzeyini kaplayacak kadar sıvı yağ koyun(Eskiden sıvı margarin vardı. En güzel onunla oluyordu. ).Üzerine tuzu ilave edip ocakta ısıtın. Tuzun tamamı erimez ama yağda biraz eritin. Mısırları ilave edip kağıt havlu koparıp tencere ile kapağının arasına sıkıştırın(Benim ilavem işte bu kağıthavlu). Bu sayede uçan su buharı ve yağı kağıt havlu tutar, aşağı geri göndermez. Daha gevrek, yumuşamamış mısırlarınız olur. Sallaya sallaya ocakta pişirin. Ne kadar sallayarak patlatırsanız o kadar tuza bulanırlar. Süper mısırlarınız hazır :)
Biz Çınarla böyle tüketmeyi seviyoruz. Çayın yanına çok güzel oluyor. İsterseniz patlamış mısırları bir fırın tepsisine yayıp üzerine kaşar+toz biber karışımı dökebilirsiniz. Fırında kaşar eriyince güzel bir mısır cipsi oluyor. Biz Çınarla bu şekilde yiyemiyoruz. Çünkü oğlum peynir yemiyor. Değişik bir tarif ama. Kaşara patlamış mısırı sarmak güzel oluyor.
Afiyet olsun :)
16 Nisan 2010 Cuma
Piknik
Merhabalar,
Bugün İzmir'de çok güzel bir gün. Hava çok sıcak. Sabah yine limandaydım ve şahane bir İzmir manzarası vardı. Arkadaşım Figen'le işlerimizi hallettikten sonra piknik için daireye döndük :))
Bahçedeki piknik banklarını birleştirdik. Yaklaşık 20 kişi beyaz örtülerimizi serdik. Herkes bir çeşit yapmış, masada artık birşeyler koyacak yer kalmamıştı. 3 çeşit kısır, 2 çeşit su böreği, turşu, zeytinli/peynirli poaça, tiramisu, haşhaşlı kek, browni, sade kek vb. vb. Erkek arkadaşlarımızda ayran, gazoz almışlar. Termoslarada çay doldurduk. Kısacası tam bir şölendi :) Çoğumuz İzmir'in farklı yerlerinden işlerimizi halledip gelmiş ve açtık :)
Bahar bütün etkisini gösteriyor. Bahçede sarı çiçekler ve leylaklar açmış. Bahçeye her çıktığımda içimde aynı şarkı çalıyor: Ezginin Günlüğü "Hişt!" :)
Su uyandı sen uyanmadın aşkolsun
Salınıp çık, içine bahar dolsun
Ne bu dünya böyle kalacak, ne geçmiş ziyan olacak
Açacak akşaklardan, mor leylaklar
Gecelerden çiy düşmüş dallarına
Dile gelmiş o dilsiz sevdalar
Işığın var mı, yak biraz, aydınlansın gecemiz
Açayım deli gibi uyansın bu bahar
Hişt Hişt
Hişt Hişt
Leylaklar açmış gördün mü?
Dallardan bahar inmiş duydun mu?
Karanlığın içinde bir ışık var
Mor mor mor leylaklar
Uyan gönlüm haydi perdeni aç
Çilen doldu kafesinden kaç
Uyan gel uykudan, dünya aşk görsün
Hişt hişt
Hişt hişt
15 Nisan 2010 Perşembe
Nişastalı Kurabiye
Bugün yine limandayım. Limanda bir sürü işim olacak. Yarın iş yerindeki arkadaşlarla öğlen garden party yapmayı planlıyoruz. Bahçemizde 2 tane piknik bankı var. Onlara güzel masa örtüleri serip güzel bir bahar partisi yapacağız. Menümüzde kısır, tiramisu, kakaolu ve sade kekler, börek , poaça ve mevsim yeşillikleri olacak. Güzel bir düşünce değil mi? Erkek arkadaşlarımızda ayran ve gazoz getirecek. termoslarla da çay taşıyacağız. Piknik yerimizin yanında çocuk oyun parkı var. Salıncağada bineceğiz :)))
Ben yarına ne yapacağımı düşünüyorum. Arkadaşım Feray'ın nişastalı kurabiyesinden yapabilirim.
NİŞASTALI KURABİYE
Malzemeler
- 2 yumurta
- 1 bardak şeker
- 1 paket oda sıcaklığında margarin
- 500 gr nişasta (mısır)
- 1 paket kabartma tozu
- 7 kaşık un
- yarım limon suyu
Yumurtayla şekeri çırpın. Diğer malzemeyide ekleyip iyice yoğurun. Ceviz büyüklüğünde parçalar halinde yağlı tepsiye dizin. 175 C de yaklaşık 40 dk da pişiyor. Isınmış fırına koymak bu tarif için çok önemli.
Ben yarına ne yapacağımı düşünüyorum. Arkadaşım Feray'ın nişastalı kurabiyesinden yapabilirim.
NİŞASTALI KURABİYE
Malzemeler
- 2 yumurta
- 1 bardak şeker
- 1 paket oda sıcaklığında margarin
- 500 gr nişasta (mısır)
- 1 paket kabartma tozu
- 7 kaşık un
- yarım limon suyu
Yumurtayla şekeri çırpın. Diğer malzemeyide ekleyip iyice yoğurun. Ceviz büyüklüğünde parçalar halinde yağlı tepsiye dizin. 175 C de yaklaşık 40 dk da pişiyor. Isınmış fırına koymak bu tarif için çok önemli.
13 Nisan 2010 Salı
Günaydın
Herkese günaydın,
Bugün hava İzmir'de bir garip. Akşam hava sıcaktı, sabah soğuk. Böyle havalarda insan ne giyeceğini, ne yiyeceğini şaşırıyor. Bugün sizlere küçük çocuklarla yapabileceğiniz pratik bir tarif vereceğim. Biz oğlumla yapıyoruz. Tam bu havalara göre birşey; çikolatalı süt :)
Gerçek çikolatalı ama...
ÇİKOLATALI SÜT
Malzemeler
- 1 adet Kinder Chocolate
- 1 bardak süt
1 adet Kinder Chcolate 1 bardak süte denk geliyor. Bu oranda artırılabilir. Oğlum Kinderi elinde cezveye kırıyor. Sonra süt ekleyip, ocakta ısıtıyoruz. çikolata eriyince süper oluyor. Sanırım Kinderde emülgatör çok. Sütte tekrar topaklanmıyor, birikmiyor. Homojen bir şekilde dağılıyor. Dr. Oetker'den bence daha güzel oluyor. Mis gibi kokuyor. Kulplu cam bardakta güzel bir görüntüsü var. İkea'dan aldığım şablonlarla Kakaolu şekiller yaptık, süslü oldu :)
Yarın görüşürüz.
Bugün hava İzmir'de bir garip. Akşam hava sıcaktı, sabah soğuk. Böyle havalarda insan ne giyeceğini, ne yiyeceğini şaşırıyor. Bugün sizlere küçük çocuklarla yapabileceğiniz pratik bir tarif vereceğim. Biz oğlumla yapıyoruz. Tam bu havalara göre birşey; çikolatalı süt :)
Gerçek çikolatalı ama...
ÇİKOLATALI SÜT
Malzemeler
- 1 adet Kinder Chocolate
- 1 bardak süt
1 adet Kinder Chcolate 1 bardak süte denk geliyor. Bu oranda artırılabilir. Oğlum Kinderi elinde cezveye kırıyor. Sonra süt ekleyip, ocakta ısıtıyoruz. çikolata eriyince süper oluyor. Sanırım Kinderde emülgatör çok. Sütte tekrar topaklanmıyor, birikmiyor. Homojen bir şekilde dağılıyor. Dr. Oetker'den bence daha güzel oluyor. Mis gibi kokuyor. Kulplu cam bardakta güzel bir görüntüsü var. İkea'dan aldığım şablonlarla Kakaolu şekiller yaptık, süslü oldu :)
Yarın görüşürüz.
Bugün İlk Tarifimi Veriyorum :)
Merhabalar,
Bugün ilk tarifimi veriyorum, çok heyecanlıyım. Bu tarif sıra arkadaşım olan Figen'den. Dün sabah kahvaltıda bize muzlu, damla çikolatalalı kek getirdi. ilk bakıştı aromasından emin olamadım ama tadınca eti pop kekin neyden ilham aldığını anladım.
MUZLU DAMLA ÇİKOLATALI KEK
Malzemeler:
- 3 yumurta
- 1,5 bardak şeker
- 1 su bardağından 1 parmak eksik sıvıyağ
- 1 su bardağı süt
- 3 küçük (yerli) muz
- yaklaşık 1 su bardağı damla çikolata
- 3 bardak un
- 1 paket kabartma tozu
Öncelikle şeker ve yumurtayı çırpıyoruz. ezilmiş muzları karıştırıp, şeker ve yumurtaya yedirdikten sonra geri kalan malzemeyi ekleyip karıştırıyoruz. 170 C de 30 dakika tam boy turbo fırında pişiriyoruz ve süpper oluyor. Biz kekin tamamını yediğimiz için fotograf koyamıyorum. Kırıntı resimleri şimdi ayıp olur. Bir dahaki sefere tadına bakmadan resmini çekeceğim.
Bugün ilk tarifimi veriyorum, çok heyecanlıyım. Bu tarif sıra arkadaşım olan Figen'den. Dün sabah kahvaltıda bize muzlu, damla çikolatalalı kek getirdi. ilk bakıştı aromasından emin olamadım ama tadınca eti pop kekin neyden ilham aldığını anladım.
MUZLU DAMLA ÇİKOLATALI KEK
Malzemeler:
- 3 yumurta
- 1,5 bardak şeker
- 1 su bardağından 1 parmak eksik sıvıyağ
- 1 su bardağı süt
- 3 küçük (yerli) muz
- yaklaşık 1 su bardağı damla çikolata
- 3 bardak un
- 1 paket kabartma tozu
Öncelikle şeker ve yumurtayı çırpıyoruz. ezilmiş muzları karıştırıp, şeker ve yumurtaya yedirdikten sonra geri kalan malzemeyi ekleyip karıştırıyoruz. 170 C de 30 dakika tam boy turbo fırında pişiriyoruz ve süpper oluyor. Biz kekin tamamını yediğimiz için fotograf koyamıyorum. Kırıntı resimleri şimdi ayıp olur. Bir dahaki sefere tadına bakmadan resmini çekeceğim.
12 Nisan 2010 Pazartesi
HOŞGELDİNİZ!
Bloğuma hoşgeldiniz,
Ben Aslı. Gıda mühendisi olarak İzmir'de çalışmaktayım. Küçük bir oğlum, askerde bir eşim var. Güzel vakit geçirmek için bu bloğu oluşturmaya çalışacağım. İnşallah faydalı bir şey olur. Not: fikri julie ve julia filminden aldım :)
Biraz cesaret değil mi?
Ben Aslı. Gıda mühendisi olarak İzmir'de çalışmaktayım. Küçük bir oğlum, askerde bir eşim var. Güzel vakit geçirmek için bu bloğu oluşturmaya çalışacağım. İnşallah faydalı bir şey olur. Not: fikri julie ve julia filminden aldım :)
Biraz cesaret değil mi?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)