2 Ağustos 2010 Pazartesi

İzmir'e Dönüş

Merhabalar,
Uzuuun Ankara günlerinden sonra, kısa Akçay ziyareti ve şimdi İzmir'deyim. O kadar İzmir'deyimki, sabahtan Kemalpaşa'ya göreve bile gittim geldim. Balnak'tan balık yemleri, Elmas'tan yayılan katkı maddesi kokusundan sonra, bahçede sardunyaların arasındaydım. Peki mutlu muyum? I ıh. Özetle: oğlum, yavrum, kuzum, canım, Çınar'ım Akçay'da; ben İzmir'deyim. Bu sefer Ankara gibide değil. Babasıyla Akçay'dan ayrılırken, içinin burulduğunu hissettim. İşte o andan beri bende biçareyim. Bakalım haftayı ayrı mı, berabermi tamamlayacağız? Dün kafam dağılsın diye Akçay'dan Aliağa'ya arabayı ben kullandım. Geçici olarak zihnimi durdurdu. Sabah yeni bir kitaba başladım: Empati. 50 sayfa okudum, hangi karakterin kim olduğunu karıştırıyorum, yinede beni oyalamaya yetiyor. Evde beni oyalayacak çok işim var. Ama yinede eve girmek biraz zor olacak. Daha doğrusu evde durmak zor olacak. "Anne süpersiin" diyen bir yankı duvardan duvara vuruyor. Aldığım nefes kalbimde düğümleniyor. Kimseye çaktırmıyorum ama... Konuştuğumuzda, durumun kırıntısını hissetmesin, herşey doğal ve olağanmış gibi görünsün istiyorum. Eğer çaktırırsam, daha ağırlaşacak herşey. Organize olup, mantıklı hareket etmeliyim. Böyle düşündüğümde de, fazla GDO lu, terminatör gıda tükettiğimi ve mekaniğe döndüğümü düşünüyorum. Öyle değilim, değil mi?

1 yorum:

  1. Aslıcım zaten en fazla bi 10 sene daha birliktesiniz, sonra yüzüne bile bakmıcak Çınarcık :) O yüzden bu ayrılıklara erken alışman iyi olur.. Eğer mekaniğe dönüşen insanlar gerçekten varsa da sonuncusu sen olursun merak etme .)

    YanıtlaSil

Yorumlarınız İçin Teşekkürler